Garo Paylan: Binlerce Eytli Enkaz Altında Kaldı. Eyt halkı da çok sevinecek, sevinemeyecek bile.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, emeklilik yaşına ilişkin düzenlemenin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Binlerce EYT’li enkaz altında kaldı. EYT’liler de üzülecek, bir daha da üzülmeyecekler.” mutlu olun. Neden? Bu depremde binlerce EYT’li hayatını kaybetti.” dedi. 2018’de TBMM’de çıkarılan imar affını hatırlatan Paylan, “Mehmet Özhaseki’nin yatacak yeri yok, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki. İmar affını buraya o getirdi. Nedir?” değil mi? Nerede o Mehmet Özhaseki? Sokağa çıkabilir mi, toplum içine çıkabilir mi? Dışarı çıkamaz” dedi.
Milyonlarca EYT’linin merakla beklediği yasa tasarısı bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. HDP Grubu adına konuşan Garo Paylan, şunları söyledi:
“BU KADER PLANI SADECE TÜRKİYE’DE İŞLER: ‘Yüzyılın felaketi’ diyorsunuz, öyle değil. Bu yüzyılın cinayetidir, cinayettir. Felaket nedir, beklenmedik bir şey, değil mi? Beklenmedik bir olay oluyor, felaket diyebilirsiniz ama bilim adamları ‘Deprem geliyor’ diyor. Mersin’de bar barda ‘Deprem geliyor’ diye haykırıldı. Meclis raporlarında ‘Deprem geliyor’ yazıyordu. Hatta AFAD’ın raporunda “Çok yakında Maraş merkezli bir şok olacak” diyor. Buradan nasıl bir felaket yaratıyorsunuz, buna nasıl kader planı diyorsunuz? Ya bu kader planı sadece Türkiye’de işe yararsa? Neden demokratik ülkelerde bu kader planı işlemez de bilime ve akla dayalı ülkelerde bu kader planı işlemez de sadece Türkiye’de bu kader planı işler ve vatandaşlarımız iki yılda bir, üç yılda bir ya da her yıl enkaz altında kalır. Beş yıl?
O ARAŞTIRMA KURULU RAPORUNUN YÜZDE 50’Sİ YAPILMIŞ OLSA VATANDAŞLARIMIZIN ÇOĞUNLUĞU BUGÜN HAYATTA OLACAKTIR: 1999 depreminde deprem bölgesinde sabaha karşı oradaydım, arama kurtarma çalışmalarına katıldım, binlerce vatandaşımızın cenazesini gördüm. O zaman ne dedik? ‘Bir daha asla. Bu depremden ders çıkaracağız, şehirlerimizi depremden güvenli hale getireceğiz’ dedik. Dönemin milletvekilleri burada Allah’tan rahmet dilediler ve ardından bir araştırma komisyonu kurdular. Tuğla kalınlığında bir soruşturma komisyonu raporu var. O soruşturma komisyonu raporunun yüzde 50’si yapılmış olsaydı bugün vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yaşıyor olacaktı.
MİSYONUMUZ ALLAH’IN RAHMETİNİ VERMEK DEĞİL, HEMEN HEMEN YAPMAKTIR: Sana söyleyeyim; Bu anlamda bize düşen görev Allah’tan rahmet dilemek değil, gereğini hemen yapmaktır. Bu şartın ne olduğunu biliyor musunuz? Arkadaşlar sarsıntının ilk gününden beri sahadayım ve tecrübelerimle insanlara dokunmaya çalıştım, enkaz altından kurtarmaya çalıştım, ilk yardım faaliyetlerinde yaralarını sarmaya çalıştım ama Orada en çok hissettiğim duygu neydi biliyor musunuz? Bu bir utanç duygusuydu, utanç. Ben muhalefet milletvekiliyim başım yere düştü hemşehrilerimizden utandım. Yani utanıyor musun? Sana söyleyeyim; Utanma duygunuz yoksa hiçbir şeyiniz yok demektir. Böyle bir noktada önce utanmalı ve vatandaşlarımızdan özür dilemeli, özür dilemelisiniz. Ama ne yapıyorsun? Vatandaşlarımızı azarlıyorsunuz, tehdit ediyorsunuz, dayanışma faaliyetlerini engellemeye çalışıyorsunuz.
BATSIN O RANTA SİSTEMİ: Sana ne yaptığını söyleyeceğim. Kira çarkını daha hızlı çevirdiniz. Gözlerin paradan başka bir şey görmüyor. Sen insan hayatını esas almıyorsun, sen parayı esas alıyorsun, sen kirayı esas alıyorsun. Bırakın şu kira sistemi çöksün. Çocuklarımız, bebeklerimiz, kadınlarımız, gençlerimiz sizin rant sisteminizin rant çarkının altında kaldı; Ömürler kaldı, hayalet kasabalar kaldı. İnsanlarımızı kaybettik, şehirlerimizi kaybettik, hikayemizi kaybettik, insanlığımızı kaybettik. İnsanlığımızı geri kazanmak için şimdi ne yapacağız?
MEHMET ÖZHASEKİ’NİN GİDECEK YERİ OLMADI: İmar affını buraya sen getirdin değil mi? Mehmet Özhaseki’nin yatacak yeri yok, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki. İmar affını buraya getirdi. Nedir? ‘İmarlamayı affedeceğiz, gelen kaynakla şehirlerimizi deprem güvenli hale getireceğiz’ değil mi? Nerede o Mehmet Özhaseki? Sokağa çıkabilir mi, toplum içine çıkabilir mi? Çıkamaz. Çünkü ‘Bu bir katliam düzenidir yapmayın, vatandaşlarımızı tabut meskenlerine mahkûm etmeyin’ dedik. AKP destekledi.
HAKIRIR YAPMAYI BEKLİYORUZ, ‘İSTİFA’ DİYORUZ: Kızgın vatandaşlarımız ‘Hükümet istifa’ diyor değil mi? Bu sesleri susturmaya çalışıyorsunuz. Demokratik bir ülkede 50 bin kişi bu şekilde ölmüşken ‘Hükümet istifa’ demekten daha meşru ne olabilir? Demokratik bir ülkede 50 bin kişi ölse de ne hükümet kalır ne bakan ne de AFAD Başkanı o ülkede kalır. Hepsi istifa eder ve görevden alınır. Japonya’da harakiri bile yapıyorlar. Sizden harakiri yapmanızı beklemiyoruz, istifa diyoruz. Bu işi bilen ehil kişiler gelip yaraları sarsın diyoruz.
FELAKET PLANI OLURSA VATANDAŞLARIMIZ KURTARILABİLİR AMA SİZİN AFET PLANINIZ YOKTU: 48 saat, 72 saat insanlar enkaz altında inledi. Beyin sarsıntısı tedavisi konusunda uzmanım. İlk 12 saatte enkaz altında kalanların yüzde 90’ı ölüyor, gerisi mucize. Bir kişi, üç kişi mucizevi bir şekilde kurtuldu, on binlerce kişi öldü. Afet planı olsaydı vatandaşlarımız kurtulabilirdi ama sizin afet planınız yoktu. Çadırların nereye gideceği belli değildi. Çadır bile yoktu. Çadır parasını çaldın, yedin, yedin diye. Yetmedi Sayın Cumhurbaşkanı ‘Ülkeyi şirket gibi yönetmek istiyorum’ dedi değil mi? Tek adam rejimine geçerken de söylemedi mi? ‘Şirket gibi yöneteceğim’ dedi. Ama ‘Devlet şirket gibi yönetemez. ‘Şirketlerde kâr esastır, devlette kamu yararı ve vatandaş yararı esastır’ dedik, dinlemedi. Kızılay Başkanı bundan ne anladı? Şirket beğeni veya kar bazlı yönetecek. Çadırı 5 bin liraya mal ettim, üç gün bekletirsem 25 bin liraya çıkıyor’ diye düşündü, alçaktır. Açıkça söylüyorum; Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rezaletlerinden biridir. O çadırları üç gün bekletmek ayıptır.
BİNLERCE EYT BASKI ALTINDA: EYT veriyoruz. EYT’liler uzun bir emek vermişler ve uzun bir emek sonucunda bugün başarıya ulaşacaklardır ama üzücü bir başarıdır. Neden biliyor musun? Adıyaman’da bir baba, söyleyeyim, 75-80 yaşlarında, oğlu enkaz altında bekliyordu ve sonra ölü bulundu. ‘Oğlum EYT yasasını göremeden öldü’ dedi. Bu kulaklar duydu. Binlerce EYT’li enkaz altında kaldı. EYT’liler de çok sevinecek, sevinemeyecekler bile. Neden? Bu depremde binlerce EYT’li hayatını kaybetti.
AKP VE MHP BUNU YAPMADI: Sana söylüyorum; AKP ve MHP bunu yapmadı, ya pahalı EYT’liler, üç saat sonra değil, iki ay sonra, üç ay sonra seçim olacak. Bu hükümeti değiştirip stajyer ve çırak istihdamını esas alacak, prim gün sayısını 5 bine indirecek ve 3.600 kısmi prim ödeme günü ile kısmi emeklilik sağlayacak ve ilk işe giriş tarihini 31 Aralık 1999 olarak yapacağız, deprem gerekçesiyle.
VEDAT ALİM BUGÜN HALA İSTİFA ETMEDİ: Sana söyleyeyim; Çalışma Bakanı Vedat Alım da benim dediğimin aynısını söyledi ama Vedat Alım Bey bugüne kadar hala istifa etmedi. ‘8 Eylül 1999’dan önceki şartlar neyse o’ dedi. Ne yazık ki ülkemizde onurlu bir kurumu istifa etmek için kullanan kimse yok. Deprem bölgelerinde telefonları işletmeyen Adil Karaismailoğlu, ne depremzedeye elektrik veremeyen Enerji Bakanı Fatih Bey, ne de AFAD’ı yerle bir eden Süleyman Soylu istifa etti. EYT talebini ortaya koyamayan ve arkasında duramayan Çalışma Bakanı elbette istifa etmeyecektir.”